Ebrudaki görünen su nukûsâta iyi bak,
Suunât-i ilâhîdir sifatindan ayan Hak
BIR NEY SESI …
Sadece biz variz ve en önemlisi inanacaðimiz, güveneceðimiz muhtesem bir güç var..
Ve tüm bedenimi oksayan ilik bir rüzgar, gözlerimi aydinlatan günes,ruhumu oksayan ney sesi, yalniz gelen yüregimin getirdikleriyle yol aliyor iste.
Ben mi gidiyorum, yoksa beni bu alemden götürenler mi var?
Ben gitmem,ben gidemem. Beni ardina takip götürenler var. Kendimin bile tam anlamiyla çözemedigi bir arayis içine sokan niceler var. Belki de yine kimsenin hiçe saydigi niceler.
Bana bakmayýn siz. Ben GÜNESIN ardina takilir giderim. O, karanlik gecelerde batar giderde, ben onun ardi sira dalar giderim..
Bana bakmayin, benim gözlerimi görmeyin siz. Siz bana bakarken, gözlerimle bulutlarin üstünde bambaska dünyalari gezerde gelirim. Rüzgar eser, rüzgar savurur beni, iste kimi zaman böyle sürüklendigim yere giderim..
Bir neyle yoldas oluruz, yoldas olurken sirdas oluruz da, kimseye açamadigimiz dertlerimizi ‘O’ en güvenilir, O esi benzeri olmayan sirdasimiza götürmeye gideriz. Gideriz yol bitmez,gideriz yol bitmez. Ama gittikçe kesfeder,gittikçe görmeye baslar, BIZ gittikçe huzura ererken, gittikçe pismanligimizin yaktigi atesle kavrulup, üstünden basilip gidilmis bir küle döneriz.
Gitmek yormaz bizi, kavrulup yanmak isyan ettirmez bizi . Korkariz, yeniden filizlenmeden bu yol biter diye. iste o zaman ne olur halimiz…